9 Şubat 2009 Pazartesi

SİYASET TARİHİ VE SENDİKA

Hatırlarsanız ama o dönemi okumayan bilmeyen olabilir.o nedenle tarihten başlamak istiyorum.Recep Peker vardı.1889-1950 yılları arasında yaşamış 1946-1947 yıllarında başbakanlık yapmış bir insan merhum muhalefet'e karşı acımasız kişiliğiyle bilinirdi.Recep Peker seçimlerden aldığı yenilgiyi kabullenmeyip siyaseti bırakmak zorunda kalmış iktidarsızlığın kahrından henüz 61 yaşındayken ölmüş.İsterseniz bu seferde bir cumhurbaşkanı adayı ve genel kurmay başkanlığı yapmış Faruk Güler'in başına gelenleri anlatalım.Faruk Güler 1972 yılında Genel Kurmay başkanı olur ve 1973 yılında kendi isteğiyle emekli olur ve kontejan senatör olarak atanır.Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı adayı olur fakat Sn.Süleyman Demirel ve Bülen Ecevit in destek vermemesi üzerine kaybeder.ama seçimi zemzem suyuyla yıkanmamış meslektaşı fakat daha ılımlı Fahri Karatürk seçilir.Faruk Gülerde yenilginin verdiği stres ve sıkıntıya dayanamayıp 62 yaşında vefat etmiştir.Neyse Allah gecinden versin biz istemeyiz ama bizim sendikacılarında seçilmeme hastalığı tutmuş.Neyse şube başkanımız (yol iş 1 nolu şube) dirençlidir. ama Allah şube genel sekreterimize yardımcı olsun tabi sağlık herşeyden önce gelir.Gitsinler gezsinler stres atsınlar çoluk çocuklarıyla huzurlu bir emeklilik dönemi yaşasınlar.Çünkü seçilmeme korkusu ve hastalığı Allah gecinden versin kanserden bile daha tehlikelidir.!!Ama yinede söylüyorum hangi doktora psikiyatriste giderlerse gitsinler söyleyecekleri ilk şey ilerleyen yaşınıza dikkat edin stresten sıkıntıdan uzak durun yoksa Allah korusun ö.. gidersiniz..Neyse biraz şu yapamadıkları sendika görevlerini ele alalım.Mesleki odalar ve sendikalar meslek faaliyetlerini kolaylaştırmak için üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için kurulurlar.Bizde ise mesleki kuruluşlar ve sendikalar yönetime gelen bazı kişilerin iktidar alanı haline dönüşüyor sendika yöneticileri sendikanın hesaplarında biriken fonların ve nakit paranın üzerine oturuyorlar.Düşünün işçi sendikaları işçilerin işten çıkartılırken herhangi bir yardımda bulunmuyorlar.içşilerin yeni iş bulmaları için becerileri kazandırılmıyor.sadece o anki durumu eleştiren bir kaç sözle durumu geçiştiriyorlar.İşsiz kalan işçi kendi çaresizliğiyle baş başa bırakılıyorlar.oysa işçi sendikalarının görevi yıllarca kendilerine aidat ödeyen bir işçiyi (üyesini) iş bulana kadar ona beceri kazandırmaktan mali desteğe kadar her türlü yardımı yapmaktadır.ancak bizde bu durum tam tersidir.Tabi bu arada işçilerin ödediği paraların üstünde bankalar ve yöneticiler sefa sürmektedir.Neyse para işine felan girmeyelim.zaten hepsi sefalet içinde yaşıyorlar.ne yapalım biraz siyaset yapalım dedik hem geçmişteki siyaseti hemde bugün kü sendika üzerine..Saygılarımla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder