Akşam televizyon haberlerini Rasim Ozan’ın yorumunu dinledim. 28 Şubat ile ilgili yorumları anlatımları çok güzeldi çokta haklıydı ama daha gerilere gitmeliydi! 27 Mayıs’ı 12 Mart ve 12 Eylül’le beraber 285 Şubat’ı ele almalıydı diye düşünüyorum.
28 Mart muhtırası gelişiyle ilgili yaşanan olaylara biraz bakacak olursak bu sürece nasıl geldiğimizi anlayabiliriz.
Müslüm Gündüz’leri, Ali Kalkan’cıyı, Fadime Şahin’lerin bu senaryoda nasıl rol aldıklarını hep birlikte gördük ve yaşadık. 28 Şubat sürecinde yaşanan olaylar ve oynanan senaryolar yeniden oynamaya başlanıyor.
Manisa’da eski meclis başkanı Bülent ARDINÇ’ında katıldığı bir toplantı protokolunda yan yana getirilen Cüppeli Şeyhin bu işin bir tezgah olduğuna inanıyorum.
Diğer yandan İstanbul’un göbeğinde bir pazar yerinde bir tane Malezyalının vaaz vermesi (misyonerlik yapması) oyunun parçası değil de nedir?
Yine bu süreçle ilgili K.K.K eski komutanı Salim Dervişoğlu bir açıklaması vardı ve aynen şunu söylüyor; Genel Kurmay 2 Başkanı Genel Kurmay Başkanı gibidir bazen insiyatif kullanır onun namına kendi imzasını atar. Genel kurmaya başkanının haberi bile olmaz diyor Dervişoğlu böylece 28 Şubat sürecinde genel kurmay 2 başkanı çevik bir insiyatif kullanılmış olabileceğini ima etmiş oldu.
Birinci Askeri Darbe
Geçmişte de aynı olayları yaşamıştık darbeleri muhtarılari bu olaylar zihnimizde öyle derin yer almıştır ki öyle yaralar açmış ki silinmesi imkansız hale gelmiştir.
27 Mayıs 1960 ta başlayan süreç yasada da devam etti. 16 Eylül 1961 tarihinde Fatih Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 17 Eylül 1961 de Adnan Menderes İmralı adasında idam edildi.
1969 yılında yapılan seçimde Süleyman Demirel’in partisi %44.55 oyla aldı. Süleyman Demirel’de başbakan oldu akabinde 15 16 Haziran olayları oldu ve İstanbul’daki kanlı pazar devam etti.
Ve meşhur Cumhuriyet mitingleri gibi o denemde de kominizmle mücadele derneği halka çağrıda bulunarak tepki göstermeye ve karşı çıkmaya çağırıyordu ve ordu 12 Mart tarihinde muhtıra verdi Parlamento Fesih edilmedi partiler sendikalar kapatılmadı. Anayasa askıya alınmadı ama koşullar çok değişti. Askerler teknokrat bir hükümet istiyordu.
Ve Nihat Erim ismi üzerinde anlaşıldı.
26 Mart günü CHP’den istifa eden Nihat Erim Reform hükümetini kurdu ve 3 tane genci idam edilerek 12 Eylül 1980 Sürecinde göz atarsak Çorum olayları Sivas olayları ve Maraş olayları yaşandı. İnsanları sağcı, solcu diye birbirine düşürüldü. Alevi Suni denildi katedildi.
Zemin hazırlandıktan sonra ordu yönetime el koydu parlamento fes edildi parti liderleri tutuklandı partiler kapatıldı sendikalar kapatıldı sendikacılar tutuklandı demokrasi askıya alındı.
Nice insanlar işkence tezgahlarında geçti ve yine idamlar bu sefer 18 yaşındaki Erdal Eren edildi.
Bu muhtıra ve askeri darbe girişimlerine karşı 29 Mart sabahı herkesin ve her kesimin sandık başına giderek oy kullanarak dur diyebiliriz.
Bence en iyisi sizde bunu yapın ve sandığa giderek demokrasi için kendiniz için çocuklarınızın geleceği için Avrupa birliğine girmemiz için ve kendimiz için bir şeyler yapın.
Abdulrahim KAPLAN
Kadep PM. Üyesi
AbdulrahimKaplan@hotmail.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder